Skip to main content

Cinsel İşlev Bozuklukları: Tedavi Yöntemleri ve Penil Protez

Cinsel İşlev Bozuklukları: Tedavi Yöntemleri ve Penil Protez Cinsel İşlev Bozuklukları: Tedavi Yöntemleri ve Penil Protez
Sertleşme
Sorununa Kalıcı Çözümler

Cinsel işlev bozuklukları hakkında bilgi edinin, tedavi yöntemlerini ve penil protez seçeneklerini keşfedin.

    Sertleşme
    Sorununa Kalıcı Çözümler

    Cinsel işlev bozuklukları hakkında bilgi edinin, tedavi yöntemlerini ve penil protez seçeneklerini keşfedin.

    Cinsel İşlev Bozuklukları: Tedavi Yöntemleri ve Penil Protez

    Cinsel İşlev Bozuklukları Nedir?


    Cinsel işlev bozuklukları, bir bireyin cinsel yaşamında meydana gelen ve cinsel doyuma ulaşmasını veya cinsel ilişkiyi tatmin edici bir şekilde sürdürmesini engelleyen problemlerdir. Bu problemler kişinin kendi cinsel yaşantısını ve partneriyle olan ilişkisini olumsuz etkiler. Cinsel işlev bozuklukları erkekler ve kadınlar arasında görülebilir ve hem fiziksel hem de psikolojik faktörlere bağlı olarak ortaya çıkabilir1.

    Cinsel işlev bozuklukları, cinsel yanıt döngüsü adı verilen, bireyin cinsel uyarılma, cinsel istek, cinsel heyecan ve orgazm gibi aşamalarını kapsayan döngü içindeki herhangi bir aşamada sorun olarak ortaya çıkabilir. Örneğin, bir erkek, cinsel uyarılmaya karşılık penisi sertleşmiyorsa, erektil disfonksiyon yaşıyor demektir. Bir kadın, cinsel ilişkinin doruk noktasına ulaşamadığında orgazm bozukluğu olarak tanımlanan bir cinsel işlev bozukluğu yaşıyor demektir.

    Cinsel işlev bozuklukları, kişilerin yaşam kalitesini önemli ölçüde etkileyebilir. Bu durum ilişkilerde gerginliğe, depresyon, anksiyete ve özgüven kaybına yol açabilir. Cinsel işlev bozukluklarının tedavisi, bireyin yaşam kalitesini ve ilişkilerini olumlu yönde etkiler.

    Cinsel İşlev Bozukluklarının Tanımı ve Yaygınlığı


    Cinsel işlev bozuklukları, cinsellikle ilgili problemlerle kendini gösterir. İstenilen cinsel aktiviteyi başlatma veya sürdürmede zorluk, cinsel doyuma ulaşamama veya orgazmı geciktirme veya önleme gibi çeşitli durumları içerebilir.

    Cinsel işlev bozuklukları, hayatın herhangi bir döneminde ortaya çıkabilir, ancak genellikle 40 yaşın üzerindeki bireylerde daha sık görülür. Bununla birlikte, genç yaşta da çeşitli sağlık problemlerine veya psikolojik faktörlere bağlı olarak görülebilir.

    Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre, dünya genelinde yetişkin erkeklerin %30’undan fazlası hayatlarının bir döneminde cinsel işlev bozuklukları yaşamıştır. [1] Cinsel işlev bozukluklarının görülme sıklığı yaşla birlikte artar ve bu durum, cinsel fonksiyonları etkileyebilecek olan birçok tıbbi durumun daha sık rastlanması ile ilişkilidir.

    Cinsel işlev bozukluklarının prevalansı, yani toplumdaki görülme sıklığı, ülkeden ülkeye farklılık gösterebilir. Bu farklar, kültürel faktörler, sağlık hizmetlerine erişim ve cinsel sağlık hakkında bilgi düzeyi gibi etkenlerden kaynaklanabilir.

    Cinsel İşlev Bozukluklarının Nedenleri


    Cinsel işlev bozukluklarının çok çeşitli nedenleri vardır. Tıbbi durumlar, ilaçlar, psikolojik faktörler ve yaşam tarzı faktörleri cinsel işlev bozukluklarına katkıda bulunabilir.

    • Fiziksel Nedenler:
      • Kardiyovasküler Hastalıklar: Kalp ve damar hastalıkları, penise giden kan akışını etkileyerek sertleşme sorunlarına yol açabilir.
      • Diyabet: Şeker hastalığı, damar ve sinir sisteminde hasara neden olarak cinsel işlev bozukluklarını tetikleyebilir.
      • Hormon Dengesizlikleri: Testosteron seviyelerinde azalma, düşük libido ve sertleşme sorunlarına neden olabilir.
      • Nörolojik Hastalıklar: Parkinson hastalığı, multipl skleroz ve omurilik yaralanmaları gibi nörolojik hastalıklar sinir sisteminde hasara neden olarak cinsel işlevleri etkileyebilir.
      • İlaç Yan Etkileri: Bazı antidepresanlar, antihipertansifler ve diğer ilaçlar cinsel işlev bozukluklarına yol açabilir.
      • Alkol ve Uyuşturucu Kullanımı: Aşırı alkol tüketimi ve uyuşturucu kullanımı da cinsel işlevleri olumsuz etkileyebilir.
    • Psikolojik Nedenler:
      • Stres ve Anksiyete: Stres, endişe ve performans kaygısı gibi psikolojik faktörler cinsel işlev bozukluklarına katkıda bulunabilir.
      • İlişki Problemleri: İlişkideki sorunlar ve duygusal kopukluk cinsel işlev bozukluklarına yol açabilir.
      • Geçmişte Yaşanmış Travmalar: Cinsel taciz veya istismar gibi geçmişte yaşanmış travmalar cinsel işlev bozukluklarını tetikleyebilir.
      • Depresyon: Depresyon, cinsel istekte azalmaya ve erektil disfonksiyona yol açabilir.
    • Yaşam Tarzı Faktörleri:
      • Obezite: Aşırı kilo, kalp ve damar hastalıkları riskini artırarak cinsel işlev bozukluklarına katkıda bulunabilir.
      • Sigara Kullanımı: Sigara kullanımı, kan damarlarını daraltarak penise giden kan akışını engelleyebilir.
      • Yetersiz Fiziksel Aktivite: Düzenli egzersiz yapmak, dolaşımı iyileştirerek sertleşme sorunlarını önlemeye yardımcı olur.

    Cinsel işlev bozukluklarının nedenleri karmaşık olabilir ve birden fazla faktörün bir araya gelmesi sonucu ortaya çıkabilir. Bu nedenle, tedavi için ilk adım, bir üroloğa veya bir sağlık uzmanına başvurmak ve sorunun altında yatan nedeni belirlemektir.

    Cinsel İşlev Bozukluklarının Belirtileri


    Cinsel işlev bozuklukları, kişinin cinsel yaşamında meydana gelen ve cinsel ilişkinin başlatılmasını, sürdürülmesini veya keyif alınmasını engelleyen problemlerdir. Bu problemler, kişilerin cinsel yaşamlarını ve ilişkilerini olumsuz etkiler ve çeşitli belirtilerle kendini gösterebilir.

    Cinsel İşlev Bozukluklarının Nedenleri

    • Cinsellik hakkında sahip olunan inançlar ve değerler
    • Ruhsal durum
    • İlişki ve partnerle olan iletişim
    • Yaşam tarzı
    • Diğer sağlık sorunları

    Cinsel Yanıt Döngüsü Aşamaları

    • Cinsel istek
    • Uyarılma
    • Heyecan
    • Orgazm
    • Çözülme

    Cinsel İşlev Bozukluklarına İlişkin Belirtiler

    • Erektil disfonksiyon: Ereksiyon problemleri, cinsel uyarılmaya rağmen penisin sertleşememesi veya sertleşmenin yeterince uzun sürememesi şeklinde ortaya çıkar.
    • Erken boşalma: Cinsel ilişkinin başlamasından hemen sonra veya kısa bir süre sonra boşalmanın gerçekleşmesi.
    • Gecikmiş veya azalmış cinsel istek: Cinsel ilişki veya mastürbasyon arzusunun azalması veya olmaması.
    • Orgazm bozukluğu: Orgazmın gecikmesi, önlenmesi veya hiç orgazm yaşanamaması.
    • Ağrılı cinsel ilişki: Cinsel ilişki sırasında veya sonrasında ağrı.
    • Penis eğriliği: Penis dokusunda sert plakların oluşması nedeniyle cinsel ilişkinin zorlaşması veya imkansız hale gelmesi.
    • Priapizm: Dört saatten uzun süren, istemsiz ve genellikle ağrılı bir sertleşme durumu.

    Bu belirtileri fark eden kişilerin üroloji bölümüne başvurması önemlidir.

    Ereksiyon Sorunları

    Ereksiyon sorunları, erkeklerde en sık görülen cinsel işlev bozukluklarından biridir. Tıp dilinde erektil disfonksiyon olarak adlandırılan bu durum, penisin yeterli sertliğe ulaşamaması veya oluşan sertliğin yeterince uzun sürememesiyle karakterizedir.

    Ereksiyon Sorunlarının Belirtileri:

    • Uyarılma olmasına rağmen penisin sertleşememesi veya sertleşmenin çok kısa sürmesi.
    • Sertleşme olsa bile penisin yeterli sertliğe ulaşamaması veya cinsel ilişkiyi sürdürmek için gereken sertliğin korunamaması.
    • Cinsel ilişki sırasında penisin sertliğinin kaybolması.

    Ereksiyon sorunları, birçok faktöre bağlı olarak ortaya çıkabilir. Yaş, dolaşım, hormonal dengesizlikler, sinir sistemi bozuklukları, bazı ilaçların kullanımı, psikolojik faktörler ve yaşam tarzı faktörleri, erektil disfonksiyonun en yaygın nedenlerinden bazılarıdır. Ereksiyon sorunları yaşayan erkeklerin mutlaka üroloji bölümüne başvurması ve tıbbi yardım alması önerilir.

    Cinsel İstek Azalması

    Cinsel istek azalması, kişide cinsel ilişki veya mastürbasyon arzusunun azalması veya tamamen kaybolması şeklinde kendini gösterir. Bu durum, kişilerin cinsel yaşamlarını olumsuz etkiler ve ilişkilerinde problemlere yol açabilir.

    Cinsel İstek Azalmasının Nedenleri:

    Fiziksel Nedenler:

    • Hormonal Dengesizlikler: Testosteron seviyelerinde azalma.
    • Diyabet: Şeker hastalığı, damar ve sinir sisteminde hasara neden olabilir.
    • Kardiyovasküler Hastalıklar: Kalp ve damar hastalıkları.
    • İlaç Yan Etkileri: Bazı antidepresanlar, antipsikotikler ve diğer ilaçlar.
    • Yorgunluk ve Stres: Aşırı yorgunluk ve stres.

    Psikolojik Nedenler:

    • Depresyon: Cinsel istekte azalma.
    • Anksiyete: Endişe ve stres.
    • İlişki Problemleri: Duygusal kopukluk.
    • Geçmişte Yaşanmış Travmalar: Cinsel taciz veya istismar gibi travmalar.

    Yaşam Tarzı Faktörleri:

    • Alkol ve Uyuşturucu Kullanımı: Cinsel istekte azalma.
    • Obezite: Hormonal dengesizliklere ve diğer sağlık sorunlarına yol açabilir.
    • Yetersiz Uyku: Stres seviyelerini artırarak cinsel isteği azaltabilir.

    Cinsel istek azalması, altta yatan bir tıbbi durumun belirtisi olabilir. Bu nedenle, bu belirtileri fark eden kişilerin üroloji bölümüne başvurması ve tıbbi yardım alması önerilir.

    Cinsel İşlev Bozukluklarının Tedavi Yöntemleri


    Cinsel işlev bozuklukları, kişilerin cinsel yaşamını ve ilişkilerini olumsuz etkileyen, çeşitli belirtilerle kendini gösteren sağlık problemleridir. Bu sorunların altında yatan pek çok neden olabilir, bu nedenle tedavi yöntemleri de kişiden kişiye değişir.

    Cinsel işlev bozukluklarının tedavisi, kişinin genel sağlığını ve yaşam kalitesini iyileştirmek, cinsel işlevlerini geri kazanmak ve ilişkilerinde memnuniyeti artırmak amacıyla uygulanır. Tedavi planının oluşturulması, bireyin yaşadığı belirtilerin, sağlık durumunun, yaşam tarzının ve psikolojik durumunun değerlendirilmesiyle yapılır.

    Cinsel işlev bozuklukları için uygulanan tedavi yöntemleri genellikle aşağıdaki gruplara ayrılır:

    • Yaşam Tarzı Değişiklikleri
    • Psikoterapi ve Danışmanlık
    • İlaç Tedavisi
    • Vakum Erektil Cihazlar (VED)
    • Şok Dalga Tedavisi
    • Cerrahi Tedavi

    Her tedavi yönteminin kendine özgü avantajları ve dezavantajları vardır ve tedavi planı bireyin ihtiyaçlarına göre özelleştirilmelidir.

    Yaşam Tarzı Değişiklikleri


    Yaşam tarzı değişiklikleri, cinsel işlev bozukluklarının tedavisinde önemli bir rol oynar. Özellikle, cinsel işlev bozukluklarını tetikleyen veya kötüleştirebilen faktörlerin ortadan kaldırılması veya değiştirilmesi, tedavi sürecine olumlu katkıda bulunur.

    Sağlıklı yaşam tarzı alışkanlıkları, kişinin genel sağlığını ve cinsel sağlığını iyileştirebilir.

    İşte cinsel işlev bozukluklarında yaşam tarzı değişiklikleri için öneriler:

    • Sigara Kullanımını Bırakma: Sigara, penise giden kan akışını azaltarak sertleşme sorunlarına yol açabilir. Sigara içen erkekler, cinsel işlevlerini iyileştirmek için sigarayı bırakmalıdır.
    • Alkol Tüketimini Azaltma: Aşırı alkol kullanımı, cinsel işlev bozukluklarına ve genel sağlık sorunlarına yol açabilir. Erkeklerin, cinsel aktivitelerini etkilemeden alkol tüketimini sınırlandırmaları veya tamamen bırakmaları önerilir.
    • Sağlıklı Beslenme: Düşük yağlı, yüksek lifli bir beslenme programı, kalp-damar sağlığını iyileştirerek cinsel işlev bozukluklarını önlemeye veya azaltmaya yardımcı olabilir.
    • Düzenli Egzersiz: Düzenli egzersiz yapmak, kan dolaşımını iyileştirir, vücut kitle indeksini kontrol altına alır ve stres seviyelerini düşürerek cinsel işlev bozukluklarının önlenmesinde önemli rol oynar.
    • Stres Yönetimi: Stres, cinsel istekte azalmaya ve erektil disfonksiyona yol açabilir. Yoga, meditasyon ve derin nefes alma gibi stres yönetimi teknikleri, stresi azaltmaya ve cinsel işlevleri iyileştirmeye yardımcı olabilir.
    • Uyku Düzenine Dikkat Etme: Yetersiz uyku, stres seviyelerini artırarak cinsel isteği azaltabilir. İyi bir uyku düzenine sahip olmak, cinsel sağlığı olumlu etkiler.

    Yaşam tarzı değişiklikleri, cinsel işlev bozukluklarının tedavisinde önemli bir adım olsa da, tek başına yeterli olmayabilir. Bazı durumlarda, ilaç tedavisi veya diğer tıbbi müdahalelere başvurmak gerekebilir.

    Psikoterapi ve Danışmanlık


    Cinsel işlev bozukluklarının tedavisinde psikoterapi ve danışmanlık önemli bir rol oynar. Özellikle cinsel işlev bozukluklarının psikolojik faktörlere bağlı olduğu durumlarda, psikoterapi etkili bir tedavi yöntemi olabilir. Psikoterapi, kişinin cinsel sorunlarına ilişkin düşünce ve davranış kalıplarını değiştirmeyi amaçlar.

    Psikoterapi sırasında, birey:

    • Cinsellik ve ilişkilerle ilgili inanç ve değerlerini sorgular
    • Cinsel sorunlarını anlamak ve başa çıkma mekanizmaları geliştirmek için terapiste danışır
    • Cinsellikle ilgili endişelerini ve korkularını ele alır
    • Cinsel deneyimleri ve ilişki dinamikleri hakkında konuşur
    • Cinsel işlev bozukluğunun altında yatan psikolojik faktörleri keşfeder ve çözüm yolları arar
    • İletişim becerilerini geliştirir
    • Stres ve anksiyete yönetimi teknikleri öğrenir

    Psikoterapi, cinsel işlev bozuklukları olan erkekler için de faydalı olabilir. Özellikle sertleşme sorunları yaşayan erkeklerde, performans kaygısı, düşük özgüven ve ilişki sorunları gibi psikolojik faktörlerin rolü büyüktür. Psikoterapi, erkeklerin bu sorunlarla başa çıkmalarına, cinsel ilişkilerindeki güvenlerini artırmalarına ve partnerleriyle iletişimlerini geliştirmelerine yardımcı olabilir.

    Psikoterapinin farklı türleri, cinsel işlev bozukluklarında etkili olabilir. En sık kullanılan psikoterapi türleri şunlardır:

    • Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT): BDT, kişinin olumsuz düşünce kalıplarını ve davranışlarını değiştirmeye odaklanır. Cinsel işlev bozuklukları, genellikle kişinin kendi düşünceleri ve davranışları tarafından olumsuz yönde etkilenir. BDT, bu düşünce ve davranış kalıplarını değiştirerek kişinin cinsel ilişki hakkındaki algısını ve özgüvenini artırır.
    • Psikodinamik Terapi: Psikodinamik terapi, kişinin geçmişteki deneyimlerinin ve bilinçaltı çatışmalarının cinsel işlev bozukluklarına etkisini ele alır.
    • Çift Terapisi: Çift terapisi, ilişkideki sorunları ve cinsel işlev bozukluklarını çözmek için çiftlerin birlikte terapiye gitmesini sağlar. Bu terapi türü, çiftlerin birbirlerini anlamalarına, iletişimlerini geliştirmelerine ve cinsel sorunları hakkında sağlıklı bir şekilde konuşmalarına yardımcı olur.

    Psikoterapinin etkili olabilmesi için, terapiye katılan kişinin açık ve dürüst olması, terapiste güvenmesi ve tedavi planına uyması önemlidir.

    İlaç Tedavisi

    Cinsel işlev bozukluklarının tedavisinde ilaçlar önemli bir rol oynar. İlaç tedavisi, cinsel işlev bozukluklarının nedenine bağlı olarak farklı ilaçlar kullanılır. İlaçlar genellikle erektil disfonksiyon, erken boşalma, düşük libido ve orgazm bozuklukları gibi cinsel işlev bozukluklarının tedavisinde kullanılır.

    İlaç tedavisinin etkinliği, bireyin genel sağlık durumu, yaşam tarzı, ilaçlara olan duyarlılığı ve altında yatan nedenlere bağlı olarak değişebilir.

    PDE5 İnhibitörleri

    Fosfodiesteraz 5 inhibitörleri (PDE5i), erkeklerde erektil disfonksiyon tedavisinde en sık kullanılan ilaç grubudur. PDE5i’ler, penisteki kan damarlarındaki kasların gevşemesini sağlayarak, penise giden kan akışını artırır ve sertleşmeyi kolaylaştırır.

    PDE5i’ler genellikle cinsel ilişki öncesinde alınır ve etkileri 4-6 saat sürer. Bu ilaç grubuna ait en yaygın kullanılan ilaçlar şunlardır:

    • Sildenafil (Vi*agra®)
    • Vardenafil (Lev*itra®)
    • Tadalafil (C*ialis®)
    • Avanafil (S*tendra®)

    PDE5i’lerin kullanımı, bazı tıbbi durumları olan bireyler için riskli olabilir. Özellikle, kalp rahatsızlığı olan, nitrat kullanan ve karaciğer veya böbrek yetmezliği olan erkeklerde kullanım dikkat gerektirir. Ayrıca, PDE5i’lerin bazı ilaçlarla etkileşime girebileceği de unutulmamalıdır. Bu nedenle, bu ilaçları kullanmadan önce mutlaka bir üroloğa veya sağlık uzmanına danışmak önemlidir.

    PDE5i’lerin yan etkileri kişiden kişiye değişebilir ve genellikle hafiftir. Yaygın görülen yan etkiler şunlardır:

    • Baş ağrısı
    • Yüzde kızarıklık
    • Mide bulantısı
    • Burun tıkanıklığı
    • Görmede geçici bulanıklık

    PDE5i’ler, erektil disfonksiyonun tedavisinde etkili olsa da, kalıcı bir çözüm sunmaz.

    Hormonal Tedaviler

    Hormonal tedaviler, cinsel işlev bozukluklarının tedavisinde, özellikle testosteron düzeylerinin düşük olduğu durumlarda kullanılır. Düşük testosteron seviyeleri, cinsel isteği azaltır, sertleşme sorunlarına neden olabilir ve sperm üretimine olumsuz etkilerde bulunabilir.

    Hormonal tedaviler şunları içerir:

    • Testosteron Replasman Tedavisi: Testosteron replasman tedavisi, düşük testosteron seviyelerini düzeltmek ve cinsel işlevleri iyileştirmek için kullanılır. Testosteron, çeşitli şekillerde verilebilir:
      • Ağız yoluyla alınan ilaçlar (tablet veya kapsül)
      • Enjeksiyon yoluyla (kas içi veya deri altı)
      • Cilt yamaları
      • Jel, krem veya sprey şeklinde cilde uygulanan ilaçlar
    • Antiandrojenler: Antiandrojenler, testosteronun etkisini bloke eden ilaçlardır. Bu ilaçlar genellikle prostat kanseri tedavisinde kullanılır, ancak cinsel istekte azalmaya ve sertleşme sorunlarına yol açabilir.
    • Oestrojen Tedavisi: Oestrojen tedavisi, bazı durumlarda kadınlarda cinsel istekte azalmayı tedavi etmek için kullanılabilir, ancak erkeklerde genellikle kullanılmaz.

    Hormonal tedavilerin, özellikle testosteron replasman tedavisinin, bazı yan etkileri olabilir. Bu nedenle, hormonal tedaviye başlamadan önce bir üroloğa veya endokrinologa danışmak önemlidir.

    Vakum Erektil Cihazlar (VED)


    Vakum erektil cihazlar (VED), erektil disfonksiyon tedavisinde kullanılan, invaziv olmayan, ilaçsız bir tedavi seçeneğidir. VED’ler, penise giden kan akışını artırarak sertleşmeyi sağlayan mekanik bir cihazdır.

    Bir VED genellikle şunlardan oluşur:

    • Silindir: Penisin üzerine yerleştirilen ve içerisinden hava çekilerek vakum oluşturan bir plastik silindir.
    • Pompa: Silindirin içerisinden havayı çekerek vakum oluşturan manuel veya elektrikli bir pompa.
    • Halka: Ereksiyon elde edildikten sonra penisin tabanına yerleştirilen ve sertliğin korunmasını sağlayan bir lastik veya silikon halka.

    VED kullanımı, penisin üzerine yerleştirilen silindirin içine pompanın yardımıyla havayı çekerek vakum oluşturulmasıyla başlar. Oluşan vakum, penise kan akışını artırarak sertleşmeyi sağlar. Silindir çıkarıldıktan sonra, penisin tabanına yerleştirilen halka, elde edilen sertliğin korunmasına yardımcı olur.

    VED’ler, çeşitli nedenlere bağlı olarak oluşan erektil disfonksiyon tedavisinde etkili bir seçenek olabilir.

    VED’lerin avantajları şunlardır:

    • İnvaziv olmayan: VED’ler, cerrahi bir müdahale gerektirmez.
    • İlaçsız: VED’ler, ilaç kullanımı gerektirmez ve ilaçların yan etkilerinden uzak durulmasını sağlar.
    • Düşük maliyetli: VED’ler, diğer tedavi seçeneklerine göre genellikle daha düşük maliyetlidir.
    • Kullanımı kolay: VED’ler, kullanıcı tarafından kolayca kullanılabilir.
    • Genellikle iyi tolere edilir: VED’ler genellikle iyi tolere edilir ve ciddi yan etkiler nadirdir.

    VED’lerin dezavantajları şunlardır:

    • Geçici çözüm: VED’ler, sadece cinsel ilişkiden önce kullanıldığında sertleşme sağlar.
    • Kullanım sırasında bazı rahatsızlıklar: VED’lerin kullanımı sırasında, bazı kişilerde peniste ağrı, kızarıklık veya uyuşma gibi rahatsızlıklar görülebilir.
    • Cinsel ilişkinin süresini etkiler: Penisin tabanına takılan halka 30 dakikadan fazla takılı kalmamalıdır.
    • Ejaculasyon zorluğu: Bazı kişilerde VED kullanımı sırasında boşalma sorunu görülebilir.

    VED’ler, erektil disfonksiyonun tedavisinde etkili bir seçenek olabilmekle birlikte, her kişi için uygun bir tedavi seçeneği olmayabilir. VED kullanımı, cinsel ilişki sırasında spontan olarak sertleşmenin gerçekleşmesini sağlamaz, ancak cinsel ilişki öncesinde sertleşme sağlamak için faydalı olabilir.

    Şok Dalga Tedavisi


    Şok dalga tedavisi (ESWT), erektil disfonksiyon tedavisinde son yıllarda popülerleşen, invaziv olmayan bir tedavi yöntemidir. ESWT’de, düşük yoğunluklu odaklanmış şok dalgaları penise uygulanır. Bu dalgalar, penise giden kan akışını artırmak, yeni damar oluşumunu (anjiyogenezi) teşvik etmek ve erektil dokuyu iyileştirmek amacıyla kullanılır.

    ESWT, özellikle peniste kan damarlarında daralma veya tıkanıklık olan (vaskülojenik erektil disfonksiyon) erkeklerde etkili olabilir. Ayrıca, prostat kanseri tedavisi sonrasında erektil fonksiyon kaybı yaşayan erkekler için de bir seçenektir.

    ESWT, penisin üzerine yerleştirilen bir cihaz aracılığıyla uygulanır. Tedavi seansları genellikle 15-30 dakika sürer ve birkaç haftalık bir periyot boyunca haftada bir veya iki kez tekrarlanır.

    ESWT’nin avantajları şunlardır:

    • İnvaziv olmayan: ESWT, cerrahi bir müdahale gerektirmez ve düşük riskli bir işlemdir.
    • İlaçsız: ESWT, ilaç kullanımı gerektirmez ve ilaçların yan etkilerinden uzak durulmasını sağlar.
    • Genellikle iyi tolere edilir: ESWT genellikle iyi tolere edilir ve ciddi yan etkiler nadirdir.
    • Potansiyel olarak kalıcı çözüm: ESWT’nin uzun vadeli etkileri hakkında yeterli veri olmasa da, bazı araştırmalar kalıcı faydalar sunabileceğini göstermektedir.

    ESWT’nin dezavantajları şunlardır:

    • Etkinliği tam olarak kanıtlanmamış: ESWT’nin etkinliği konusunda hala yeterli bilimsel veri bulunmamaktadır.
    • Standart bir tedavi protokolu henüz oluşturulmamış: ESWT için standart bir tedavi protokolu olmadığı için, her tedavi merkezinde farklı uygulama yöntemleri kullanılabilir.
    • Maliyeti yüksek: ESWT, diğer tedavi seçeneklerine göre genellikle daha yüksek maliyetlidir.
    • Sonuçlar zamanla kaybolabilir: ESWT’nin uzun vadeli etkilerinin belirsiz olması nedeniyle, tedavinin etkilerinin zamanla azalması veya kaybolması ihtimali vardır.

    ESWT, erektil disfonksiyon için yeni ve umut vadeden bir tedavi seçeneği olsa da, tedavi kararı verilmeden önce bir üroloğa veya sağlık uzmanına danışmak önemlidir.

    Penil Protez Tedavisi


    Penil protezler, erektil disfonksiyon tedavisinde kullanılan cerrahi bir müdahale yöntemidir. Bu yöntem, diğer tedavi seçeneklerine (ilaç tedavisi, penil enjeksiyonlar, vakum cihazları) yanıt alamayan veya bu seçenekleri kullanamayan erkekler için kalıcı bir çözüm sunar. Penil protezler, cinsel ilişki sırasında penisin sertleşmesini sağlayarak, kişinin cinsel fonksiyonlarını geri kazanmasına yardımcı olur.

    Penil protezler, cinsel ilişki sırasında yeterli sertliğe ulaşamayan veya bu sertliği yeterince uzun süre koruyamayan erkeklerde, cinsel yaşamlarını iyileştirmek ve yaşam kalitelerini artırmak için kullanılır.

    Penil Protez Nedir?

    Penil protez, cerrahi olarak penisin içerisine yerleştirilen, suni olarak sertleşmeyi sağlayan bir tıbbi cihazdır. Bu cihazlar, penis içindeki sertleşmeden sorumlu, süngerimsi dokuların yerini alır. Penis protezi taktırmak, cinsel ilişki sırasında sertliği sağlayarak, erkeklerin cinsel yaşamlarını yeniden kazanmalarına yardımcı olur.

    Penil protezler, sıklıkla erektil disfonksiyonu tedavi etmek için diğer seçeneklerin yetersiz kaldığı durumlarda kullanılır. Örneğin, diyabet, kalp hastalıkları, prostat kanseri tedavisi, omurilik yaralanmaları veya sinir hasarı gibi sağlık problemleri nedeniyle oluşan erektil disfonksiyonu olan erkekler için penil protezler etkili bir seçenektir.

    Penil protezler, iki temel kategoriye ayrılabilir:

    • Şişirilebilir Penil Protezler: Bu protezler, pompayla şişirilebilen bir veya iki silindire sahiptir. Silindirler, penisin içerisine yerleştirilir ve pompanın yardımıyla sıvı ile doldurularak, suni bir sertleşme oluşturulur. İlişkinin sonunda ise pompaya basılarak sıvı boşaltılır ve penis doğal hâline döner.
    • Tek Parçalı (Malleable) Penil Protez: Tek parçalı protezler, sürekli sert, bükülebilir silikon çubuklardır. Bu protezler, cinsel ilişki sırasında istenen pozisyona getirilir ve ilişkinin sonunda bükülerek vücuda gizlenir.

    Penil Protez Türleri

    Penil protez çeşitleri, yapıları ve işlevlerine göre farklılık gösterir. Hangi türün en uygun olduğu, bireyin bireysel ihtiyaçlarına ve cinsel beklentilerine bağlı olarak ürolog tarafından belirlenir.

    Üç Parçalı Şişirilebilir Penis Protezi
    Üç Parçalı Şişirilebilir Penis Protezi
    Üç Parçalı Şişirilebilir Penis Protezi
    Üç Parçalı Şişirilebilir Penis Protezi
    Tek Parçalı Bükülebilir Penis Protezi
    Tek Parçalı Bükülebilir Penis Protezi

    Tek Parçalı (Bükülebilir) Penil Protez

    Tek parçalı penil protezler, penis içinde sürekli bir sertlik sağlar. Bu protezler, bükülebilir silikon çubuklardan oluşur ve cinsel ilişki sırasında istenen pozisyona getirilebilir. Tek parçalı protezler, küçük bir kesi ile kolayca yerleştirilebilir ve diğer protez türlerine göre daha az komplikasyon riski taşır.

    Tek parçalı penil protezlerin avantajları şunlardır:

    • Kullanım kolaylığı: Tek parçalı protezler, şişirme veya söndürme gibi ek işlemler gerektirmez.
    • Düşük komplikasyon riski: Tek parçalı protezler, daha az parçaya sahip oldukları için mekanik arıza riski daha düşüktür.
    • Uygun maliyet: Tek parçalı protezler, diğer protez türlerine göre genellikle daha uygun maliyetlidir.

    Tek parçalı penil protezlerin dezavantajları şunlardır:

    • Sürekli sertleşme: Tek parçalı protez, her zaman sert kalır. Bu durum, bazı erkekler için rahatsız edici olabilir.
    • Doğal bir ereksiyon hissini taklit etmez: Tek parçalı protez, doğal bir ereksiyon hissi yaratmaz.

    Üç Parçalı Şişirilebilir Penil Protez

    Üç parçalı şişirilebilir penil protezler, cinsel ilişki sırasında isteğe bağlı olarak şişirilebilen bir ereksiyon sağlar. Bu protezler, iki şişirilebilir silindir, testis bölgesine yerleştirilen bir pompa ve karın içine yerleştirilen bir sıvı rezervuarından oluşur.

    Üç parçalı şişirilebilir penil protezlerin avantajları şunlardır:

    • Doğal bir ereksiyon hissini taklit eder: Üç parçalı protez, cinsel ilişki sırasında doğal bir ereksiyon hissini taklit eder.
    • Kontrol edilebilir ereksiyon: Üç parçalı protez, pompanın yardımıyla isteğe bağlı olarak şişirilebilir ve söndürülebilir.
    • Gizlilik: Üç parçalı protezin parçaları vücudun içine yerleştirildiği için dışarıdan fark edilmez.

    Üç parçalı şişirilebilir penil protezlerin dezavantajları şunlardır:

    • Daha karmaşık bir yapı: Üç parçalı protez, tek parçalı proteze göre daha karmaşık bir yapıya sahiptir ve bu da komplikasyon riskini artırabilir.
    • Ameliyat süresi daha uzun: Üç parçalı protez, tek parçalı proteze göre daha uzun bir ameliyat süresi gerektirir.
    • Daha yüksek maliyet: Üç parçalı protezler, tek parçalı protezlere göre genellikle daha pahalıdır.

    Penil Protez Ameliyatı ve Sonrası


    Penil protez ameliyatı, erektil disfonksiyonun tedavisinde diğer tedavi seçeneklerine yanıt alamayan erkekler için kalıcı bir çözüm sunar.

    Ameliyat öncesinde detaylı bir değerlendirme ve planlama yapılmalıdır.

    Ameliyat Süreci ve Hazırlık

    Penil protez ameliyatı, genellikle genel anestezi altında gerçekleştirilir. Ameliyatın yapılmasından önce, kişinin genel sağlık durumu, önceden geçirdiği hastalıklar, kullandığı ilaçlar ve alerjileri hakkında detaylı bilgi toplanır.

    Ameliyat öncesinde yapılması gerekenler:

    • Klinik Muayene: Ürolog, kişisel sağlık öyküsünü detaylı bir şekilde alır, fiziksel muayene yapar ve erektil disfonksiyonun nedenlerini araştırır.
    • Tetkikler: Gerekli görüldüğünde kan tahlili, idrar tahlili, ultrasonografi veya kardiyolojik testler istenebilir.
    • Penisin Ölçümü: Ameliyat öncesinde, penis boyutu ve şekli ölçülerek, en uygun protez tipi ve boyutu belirlenir.
    • Ameliyata Hazırlık: Ameliyattan önce, kişi hastanenin belirlediği birtakım kurallara uymalıdır. Bunlar, ameliyattan belirli bir süre önce yemek ve içmeyi bırakma, sigara kullanmayı bırakma, belirli ilaçların kullanımı hakkında doktoru bilgilendirme gibi hususları içerir.

    Penil protez ameliyatı genellikle 1 ila 2 saat arasında sürer ve aşağıdaki adımları içerir:

    • Kesi: Cerrah, penis üzerine, testis torbası üzerine veya alt karın bölgesine küçük bir kesi yapar.
    • Silindir Yerleştirme: Cerrah, penisin içerisindeki iki süngerimsi doku olan corpus cavernosa içine iki şişirilebilir silindir yerleştirir.
    • Rezervuar Yerleştirme: Şişirilebilir protezlerde, crrrah karın duvarının arkasına bir rezervuar yerleştirir. Rezervuar, protezi şişirmek için gereken sıvıyı depolar.
    • Pompa Yerleştirme: Şişirilebilir protezlerde, crrrah testis torbası içine bir pompa yerleştirir. Pompa, rezervuardan silindire sıvı göndererek protezi şişirir ve söndürür.
    • Bağlantılar: Cerrah, tüm parçaları özel tüpler aracılığıyla birbirine bağlar.
    • Kesi Kapatma: Cerrah, kesileri dikişlerle kapatır.

    Ameliyat Sonrası İyileşme Süreci

    Penil protez ameliyatı, genellikle basit bir işlemdir ve hastalar kısa bir süre içinde normal aktivitelerine dönebilir. Ameliyat sonrası iyileşme süreci, kişiden kişiye değişebilir, ancak genel olarak aşağıdaki adımları içerir:

    • Ameliyat Sonrası İstirahat: Ameliyattan sonra, hasta birkaç gün hasta hanede kalabilir.
    • Ağrı Yönetimi: Ameliyat sonrası ağrı ve şişlik hissedilmesi normaldir. Doktorun reçete ettiği ağrı kesiciler ve soğuk uygulamalar bu sorunları azaltmaya yardımcı olabilir.
    • Yara Bakımı: Ameliyat kesisi temiz ve kuru tutulmalıdır. Doktorun önerdiği gibi pansuman değişimleri ve yara bakımı yapılmalıdır.
    • Cinsel Aktivite: Doktorun onayı alındıktan sonra, genellikle ameliyattan sonraki 4-6 hafta sonra cinsel aktiviteye başlanabilir.
    • Kontroller: Ameliyattan sonraki süreçte düzenli olarak üroloğa gidirilmesi ve protezin işleyişi kontrol edilmelidir.

    Penil protez ameliyatı, erektil disfonksiyon için kalıcı bir çözüm sunsa da, her hastalık veya durum için uygun bir seçenek olmayabilir. Ameliyat kararı verilmeden önce, hastada altta yatan diğer sağlık sorunları ve tedavi seçenekleri değerlendirilmelidir. Ameliyat sonrası da düzenli olarak üroloğa gidilmesi ve protezin bakımının yapılması önemlidir.

    Cinsel İşlev Bozuklukları ile Yaşam

    Cinsel işlev bozuklukları, kişinin cinsel hayatını ve ilişkilerini önemli ölçüde etkileyebilen, birçok farklı şekilde kendini gösteren sağlık sorunlarıdır. Bu durumun sadece cinsel performansı değil, aynı zamanda kişilerin duygusal, sosyal ve ruhsal sağlığını da etkilediği bilinmelidir.

    Cinsel işlev bozuklukları ile yaşamak, kişiler üzerinde derin bir etki bırakır ve çeşitli zorluklar yaratabilir. Kişiler, bu sorunla başa çıkmak için çaba göstermeli ve sağlıklı bir yaşam sürdürmek için gerekli adımları atmalıdır.

    Psikolojik ve Duygusal Etkiler

    Cinsel işlev bozuklukları, kişilerin duygusal ve ruhsal sağlığını önemli ölçüde etkiler.

    • Endişe ve Stres: Cinsel işlev bozuklukları yaşayan kişiler, cinsel ilişki sırasında başarısız olma korkusu, partnerini tatmin edememe endişesi, özgüven kaybı ve suçluluk duygusu gibi duygular yaşayabilirler. Bu duygular, genel olarak stres seviyelerini artırır ve anaksiyeteye yol açar.
    • Depresyon: Cinsel işlev bozuklukları yaşayan kişilerde depresyon görülme riski daha yüksektir. Cinsel doyuma ulaşamama, cinsel istekte azalma veya erken boşalma gibi sorunlar, kişinin kendine olan güvenini sarsar ve depresyona neden olabilir.
    • Özgüven Kaybı: Cinsel işlev bozuklukları, kişinin kendine olan güvenini zedeler. Cinsel ilişkideki başarısızlıklar, kendini yetersiz hissetmeye ve özgüven kaybına yol açar.
    • İlişki Problemleri: Cinsel işlev bozuklukları, çiftler arasında iletişim sorunlarına ve ilişkinin bozulmasına neden olabilir. Partnerlerin cinsel yaşamlarındaki zorluklar hakkında açık bir şekilde konuşamamaları, ilişkilerinde gerginlik yaratabilir ve uzaklaşmaya yol açabilir.

    Cinsel işlev bozuklukları, kişinin kendi kendine değerini zedeleyebilir ve sosyal ilişkilerini olumsuz yönde etkileyebilir. Bu durumla başa çıkmak için profesyonel destek almak önemlidir. Psikoterapi ve danışmanlık, kişilerin duygusal sağlıklarını iyileştirmelerine, kendilerine olan güvenlerini artırmalarına ve ilişkilerinde sağlıklı bir denge kurmalarına yardımcı olabilir.

    Partner ile İletişim ve Destek

    Cinsel işlev bozukluğu yaşayan kişiler için partnerle iletişim ve destek büyük önem taşır.

    • Açık İletişim: Cinsel işlev bozukluğu yaşayan kişilerin partnerleriyle açık ve dürüst bir şekilde konuşmaları önemlidir. Sorunları saklamak, ilişkide gerginliğe ve anlaşmazlığa yol açabilir.
    • Empati ve Anlayış: Partner, cinsel işlev bozukluğu yaşayan kişinin duygularını anlamalı, sabırlı olmalı ve destekleyici bir tutum sergilemelidir.
    • Ortak Çözümler Aramak: Çiftlerin, sorunu çözmek için birlikte çalışmaları ve ortak çözümler araştırmaları önemlidir. Bu, terapiye gitmeyi, yaşam tarzı değişiklikleri yapmayı veya tedavi seçeneklerini değerlendirmeyi içerebilir.

    Partnerin, kişinin duygusal ihtiyaçlarını karşılaması ve destekleyici olması cinsel işlev bozuklukları ile baş etmede önceliklidir.

    İlişkinin sağlığı, kişilerin cinsel beklentilerini açıkça konuşarak ve çift olarak destekleyici bir tutum sergileyerek korunabilir.

    Sonuç ve Çağrı

    Cinsel işlev bozuklukları, herhangi bir yaşta görülebilen ve fiziksel ve psikolojik sağlığı etkileyen sık rastlanan sağlık sorunlarıdır. Ancak bu sorunlar genellikle tedavi edilebilir.

    Cinsel işlev bozukluğu yaşayan kişiler, bu sorunları yaşadıkları için kendilerini suçlamamalı ve utanmamalıdır. Çözüm arayışına girişmeleri ve sağlık uzmanına başvurmaları gerekmektedir.

    Erken teşhis ve uygun tedavi, kişilerin cinsel yaşamlarını iyileştirmelerine, ilişkilerini güçlendirmelerine ve yaşam kalitelerini artırmalarına yardımcı olabilir.

    Cinsel İşlev Bozuklukları Tedavisinde Adımlarınızı Atın


    Cinsel işlev bozukluğu yaşayan her kişinin kendine özgü sorunları ve beklentileri olduğunu unutmamak önemlidir. Tüm tedavi seçenekleri hakkında bilgilendirilmek, kişinin kendisi için en uygun tedavi planını oluşturmada anahtar rol oynar.

    Uzmanla Görüşün ve Doğru Tedaviye Yönelin

    Cinsel işlev bozukluğu yaşayan kişiler, öncelikle bir üroloğa veya sağlık uzmanına başvurmalıdır. Uzman, kişinin sağlık durumunu, yaşam tarzını ve cinsel işlev bozukluğunun altta yatan nedenini araştıracak ve uygun tedavi seçeneklerini sunacaktır.

    Üroloğa danışırken, kişi açık ve dürüst bir şekilde tüm sağlık sorunlarını, kullanılan ilaçları ve yaşam tarzı alışkanlıklarını paylaşmalıdır.

    Yaşam Kalitenizi Artırmak İçin Çözümler

    Cinsel işlev bozukluklarının tedavisi, kişinin yaşam kalitesini ve ilişkilerini olumlu yönde etkiler.

    Cinsel işlev bozukluklarını çözmek için uygulanabilecek çözümler şunlardır:

    • Yaşam Tarzı Değişiklikleri: Sigarayı bırakmak, alkollü içki tüketimini azaltmak, sağlıklı beslenmek ve düzenli egzersiz yapmak cinsel işlevleri iyileştirmeye yardımcı olabilir.
    • Psikoterapi: Psikoterapi, kişinin cinsel sorunlarına ilişkin duygusal ve davranışsal sorunları çözmek için etkili bir yöntemdir.
    • İlaç Tedavisi: İlaç tedavisi, erektil disfonksiyon ve erken boşalma gibi sorunları çözmek için kullanılır.
    • Vakum Erektil Cihazlar: Vakum erektil cihazlar, cinsel ilişki öncesinde sertleşmeyi sağlamak için kullanılan mekanik cihazlardır.
    • Şok Dalga Tedavisi: Şok dalga tedavisi, penise giden kan akışını artırmak için kullanılan yeni bir tedavi yöntemidir.
    • Cerrahi Tedavi: Cerrahi tedavi, diğer tedavi seçeneklerine yanıt alınamayan durumlarda, erektil disfonksiyon için kalıcı bir çözüm olabilir.

    Sonuç: Cinsel İşlev Bozuklukları Tedavisinde Penil Protezlerin Rolü

    Cinsel işlev bozuklukları, birçok erkeğin hayat kalitesini olumsuz etkileyen önemli bir sağlık sorunudur. Bu durumla başa çıkmak için çeşitli tedavi yöntemleri bulunmaktadır. Yaşam tarzı değişiklikleri, psikoterapi, ilaç tedavileri ve vakum cihazları gibi yöntemler, çoğu zaman etkili çözümler sunmaktadır. Ancak, tüm bu yöntemler başarısız olduğunda veya kalıcı bir çözüm arandığında penil protezler devreye girmektedir.

    Penil protezler, cinsel işlev bozukluklarına kalıcı ve etkili bir çözüm sunar. Tek parçalı bükülebilir protezler ve üç parçalı şişirilebilir protezler olmak üzere iki ana türü bulunan bu cihazlar, cerrahi bir operasyonla penise yerleştirilir. Özellikle üç parçalı şişirilebilir protezler, kullanıcısına doğal ve kontrollü bir sertleşme sağlama avantajı sunar. Bu protezler sayesinde, cinsel işlev bozukluğu yaşayan erkekler ve partnerleri, tatmin edici bir cinsel yaşama yeniden kavuşabilirler.

    Penil protez ameliyatı sonrası iyileşme süreci genellikle hızlıdır ve hastalar birkaç hafta içinde normal aktivitelerine dönebilirler. Penil protezlerin bakımı da oldukça kolaydır ve uzun yıllar boyunca güvenle kullanılabilirler. Ayrıca, penil protezler önemli bir kısmı Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) tarafından kapsanmaktadır. SGK’nın ödeme şartları ve penil protez tedavisi hakkında daha detaylı bilgi almak için sitemiz üzerinden “Bilgi İsteme Formu“nu doldurarak bizimle iletişime geçebilirsiniz.

    Cinsel işlev bozuklukları hakkında daha fazla bilgi edinmek ve sizin için en uygun tedavi seçeneklerini öğrenmek için uzman bir ürologla görüşmeniz önemlidir. Penil protezler ve diğer tedavi yöntemleri hakkında daha fazla bilgi almak için “Bilgi İsteme Formu”nu doldurarak bizimle iletişime geçebilir, sağlıklı ve tatmin edici bir cinsel yaşam için ilk adımı atabilirsiniz.


    Bu yazı/sayfa, Üroloji Uzmanı tarafından derlenmiş, incelenmiş ve onaylanmıştır. Bu yazı içeriğinin doğruluğunu ve güvenilirliğini garanti etmektedir. Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır. Tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

    Referanslar

    Referanslar:

    “EAU Guidelines. Edn. presented at the EAU Annual Congress Amsterdam 2023.” European Association of Urology, 2023, https://patients.uroweb.org/other-diseases/erectile-dysfunction/

    UROWEB EAU Hasta Bilgilendirme Web Sitesi 2024

    [1] https://www.who.int/news-room/fact-sheets/detail/sexual-health

    [2] https://www.mayoclinic.org/diseases-conditions/erectile-dysfunction/symptoms-causes/syc-20354900

    Neden Rigicon® Penil Protezleri


    Rigicon, global bir marka olarak ABD kökenli olup, tüm Avrupa ve dünya genelinde güvenle tercih edilen penil protezleri sunar. Ürünlerimiz, uluslararası FDA* ve CE onaylarına sahip ve SGK ile anlaşmalıdır. Ayrıca penil protezlerde ömür boyu garanti verilmektedir. Türkiye’nin dört bir yanında, 32 yıllık köklü tecrübemizle, her hastanın anatomisine uygun, kişiselleştirilmiş çözümler geliştirmekteyiz. Tecrübeli hasta yönetim uzmanlarımız ve yüksek deneyimli cerrahlarımızla, yüz yüze iletişim ve bölge ofislerimiz aracılığıyla her zaman yanınızdayız. Rigicon olarak, size ve ihtiyaçlarınıza en uygun çözümleri sunmayı amaçlıyoruz.
    • SGK Anlaşmalı
    • Ömür Boyu Garanti

    • Uluslararası FDA ve CE Onaylı

    • Türkiye’nin Her Yerinde
    • 32 Yıllık Tecrübe
    • Anotominize Uygun Çözümler
    • Penil Protez Danışmanlığı
    • Yüz Yüze İletişim
    • Bölge Ofisleri
    • Tecrübeli Hasta Yönetim Uzmanları
    • Yüksek Deneyimli Penil Protez Cerrahları

    *Rigi10 FDA ve CE onaylıdır. Infla10 ürünleri CE onaylıdır.

    Yayın Tarihi: 4 Haziran 2024
    Andromed
    Yalnız Değilsiniz

    Andromed olarak, Rigicon’un üroloji alanında sunduğu yenilikçi ve kapsamlı ürün gamını Türkiye’de hastalarımızın hizmetine sunmanın gururunu yaşıyoruz.

    Rigicon’un geliştirdiği üstün teknolojiye sahip çözümleri, özellikle erektil disfonksiyon ve inkontinans tedavilerinde yeni ufuklar açıyor ve hastalarımızın yaşam kalitesini önemli ölçüde iyileştiriyor.

    Hastalarımızın ve sağlık profesyonellerinin ihtiyaçlarına cevap veren Rigicon ürünleri, Andromed aracılığıyla Türkiye’deki hastalarımıza ulaşarak, tedavi süreçlerini daha etkin ve konforlu hale getiriyor. Bu iş birliği, üroloji tedavilerinde yenilikçi yaklaşımları herkes için erişilebilir kılarak, Andromed’in sağlık sektöründeki etkisini daha da güçlendiriyor.

    Rigicon Medikal A.Ş. çatısı altında, hastalarımızın ihtiyaçlarını merkeze alan, yenilikçi ve ileri görüşlü yaklaşımlarımızla sektöre katkı sağlamaya devam edeceğiz.

    Andromed
    Bilgi İstek Formu
    SGK Geri Ödeme Koşulları

    Protezlerin önemli bir kısmı Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) tarafından kapsanmaktadır. SGK’ın ödeme şartları ve protezler hakkında daha detaylı bilgi almak için sitemiz üzerinden “Bilgi İsteme Formu” vasıtası ile bizimle iletişime geçebilirsiniz. Tüm telefon görüşmeleri Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (KVKK ) gereğince kaydedilmemektedir ve saklanmamaktadır.